Sosyal Medya Aslında Çok Önemli!
Merhabalar sevgili okurlarım!
Başlıktan da gördüğünüz gibi sosyal medyanın aslında biraz gerçeklerini biraz da tehlikeli yanlarından bahsedeceğim.
Biliyorsunuz ki sosyal medya hayatımız oldu, olmaya da devam ediyor. Her gün hikayeler atıyoruz, gönderiler paylaşıyoruz, bin bir çeşit filtrelerle göz rengimizi değiştirip, makyajlar yapıyoruz, gittiğimiz yerleri adım adım çekiyoruz ve sırf sosyal medyaya koymak için bir mekana gidiyoruz. Hayatımızın bir döneminde bunları en az bir kere yapmışızdır ya da yapmaya devam ediyoruzdur. Ama kimse buna ‘’yapmadım’’ diyemez herhalde. Telefonların sadece konuşmak için var olduğu zaman çoktaaaan geçti de gitti. Artık her şey akıllandı ve en başta tabii ki telefonlar :)
İşte içinde bulunduğumuz bu internet deryasında biz ufacık bir toz taneciği olmak için elimizden geleni yapar olduk. Bu yazıyı okurken sosyal medyanın hangi köşesinde durduğunuzu düşünmenizi ve bunları yaparken bir zorunluluk gibi mi yoksa keyfi olarak mı yapmak istediğinizi düşünmenizi istiyorum.
Biraz benim sosyal medya hikayemi sizlere anlatayım :) Ben sosyal medyada çokça vakit geçiren, elimden telefonum alınsa eksikliğini bolca hissedeceğim bir insanım. Sosyal medyadan sıkıldığım, boğulduğum, bana yapay geldiği zamanlar olmadı değil. Ama her defasında sosyal medyaya geri dönmüş bulundum. Özel hayatımı çok fazla ifşa etmemekle birlikte yaptığım şeyleri insanlarla paylaşmayı, düşüncelerimi insanlara aktarmayı seviyorum. Özel hayatın sadece ‘’gerçek hayatındaki’’ insanların bilmesi gerektiğini düşünüyorum ve bunu sosyal medyadaki insanlara duyurmanın bir manası olmadığını düşünüyorum. Bu sınır aslında bana kendimi güvende hissettiriyor diyebilirim. Sakladığım bir ismim, sakladığım bir düşüncem yok ve bir bloğum var. Kendimi sosyal medyanın kölesi gibi hissetmiyorum ve en önemlisi sosyal medyayı istediğim için kullanıyorum. Asla zorunluluktan değil… Ama bir taraftan ‘’seçtiğim’’ mesleğim gereği sosyal medyanın içindeyim. Hatta ve hatta direkt sosyal medyayım :) Sosyal medya yöneticiliği yaparken kendimi buna fazla kaptırmamaya çalışıyorum. Sosyal medya önemli olduğu kadar biraz da yıpratıcı bir mecra bunu kabul ediyorum :( Çünkü insanlar karşılarındaki insan değilmiş gibi konuşabiliyorlar. Sanırsınız ki bir odun parçasına yazı yazıyorlar, küfür ediyorlar, linç ediyorlar. Ama unutmamaları gereken şeyi en başta unutuyorlar. Aynı küfür, aynı linç kendilerine edilse ne hissederler? Yani EMPATİnin olmadığı bir mecra sosyal medya. Yerici, yıkıcı ve bir o kadar da yıpratıcı… Size dibine kadar söz hakkı tanıyor ama bu sizin istediğiniz şeyi, istediğiniz uslüpta söylemeniz demek değil.
Sosyal medyanın ‘’asıl’’ önemli olan kısmına gelecek olursam, sizin de bana hak vereceğinizi biliyorum. 2 madde şeklinde bunu size anlatmak isterim.
Birincisi; insanlar sosyal medyada ‘’olumlu’’ kimlik oluşturabiliyorlar. Örnek verecek olursam; gerçek hayatta içine kapanık bir insan, Twitter’da bir kadının hakkını arayabiliyor. El işi yapan bir kadın sosyal medyada satış yapabiliyor, küçük bir kitleye hitap eden, yeni çıkmış olan bir dergi verdiği reklamlarla okuyucu kitlesini genişletebiliyor, sosyal medya aracılığı ile yaptığı eserleri tanıtıp, sipariş alan insanlar paralarını kazanabiliyor… Sizce de bu olumlu bir kimlik yaratmak değil midir? Sosyal medya bu konuda kollarını herkese açmış durumda. Bu nimetten herkes yararlanabilir. Ama şunu da unutmamak gerekir ki sosyal medya platformları ücretsiz olsa da küçük meblağlar gerekebiliyor.
İkincisi; sosyal medyanın bir hukuk devleti olması :) Tabii ki şaka yapıyorum. Ama her şaka da bir gerçeklik payı vardır değil mi? :) Sosyal medya birçok olaya tanıklık etmiş ve birçok olayı sonuca kavuşturmuştur. Ülkemiz koskoca bir Zaytung haberidir. E bunun da avukatı Twitter’dır zaten :) Özellikle Twitter ‘’ses duyurma platformu’’ oldu. Birlikte cezasız kalan kişileri cezalandırdık, ölen kadınların hakkını aradık, ufacık bebeklerin tecavüzcülerini hapislere tıktık. Kadına şiddeti azaltamadık, buna gücümüz yetmedi ama çok defa sosyal medyada çığlıkları yankılandı kadınlarımızın… Bunların hepsini beraber başardık bu mecralarda ve mücadelemiz devam ediyor. Hak aramak artık dijitalleşti bu aralar… Instagram’da ise SMA hastalarına olan çağrıların olumlu sonuçlar vermesi de bizi çok sevindiriyor.
Sosyal medyanın iki tarafınıda yukarıda size kısa kısa anlatmaya çalıştım. Bir ucu çok acıyken bir ucu çok da tatlı! Sosyal medya bizim kullandığımız şekle bürünüyor. İsterseniz size acı tarafını gösteriyor isterseniz de tatlı tarafını gösteriyor. Bence sosyal medyanın bilinçli kullanılmasına dair dersler, seminerler, konferanslar olmalı ve sosyal medya kullanımı bilinçli bir şekilde devam etmeli. Çünkü sosyal medya aslında çok önemli ve çok büyük bir fırsat! Herkes için, her şey için… Bunu iyiye kullanmak ise bizim elimizde… :)
Yazımın başında sorduğum şeyi düşündünüz mü? :) Eğer düşündüyseniz yoruma sizi bekliyorum…
Kendinize iyi bakın, sağlıklı günler :)